Bu Anayasa’lar devleti kutsamış, milleti dikkate almamış, vesayet rejiminin devamını sağlayıcı olmuş ve demokratikleşmenin önünü açıcı değil, tıkayıcı olmuştur.
Bu Anayasa’larla Türkiye bir türlü ideolojik ve güçlülerin hâkimiyetine dayalı yönetime son verememiştir.
Türkiye’de hukukun üstünlüğü sağlanamamış, Yüksek yargı verdiği kararlarla yürütmenin önünü açacağına, yürütmenin önünde bir set oluşturmuştur.
HSYK, başta darbeye teşebbüs etmekten yargılanan zanlıların, adil yargılanmasına katkı sağlayacağına, bu davaları yürüten savcı ve mahkemelere müdahale ederek, devam eden mahkemelerin savcı ve hakimlerini görevden alıcı karalar alabilmiştir.
Şayet Türkiye’nin demokratikleşmesini istiyorsak, yargının yürütmenin önünde engel teşkil etmesini istemiyorsak, Anayasa değişikliği AYM engelini de aşarak referanduma sunulma şansını yakalayabilirse; sorumlu bir vatandaş bilinciyle hareket ederek, evet demeliyiz.
Yüksek yargının kendisini halkın hür iradesiyle seçtiği hükümetlerin yerine koyarak yürütmeyi engelleyici tavırlar sergilemesini istemiyorsak,
Yine Yüksek yargının kendisini TBMM’nin yerine koyarak, yorumlarla kanun yerine ikame edilmek üzere, kanun ihdas etmesini istemiyorsak,
Güçlülerin değil, haklıların hukukunun korunması gerektiğine inanıyor ve üstünlerin hukukundan, hukukun üstünlüğüne geçilmesini istiyorsak,
Vesayet rejiminin devamını istemiyorsak,
Başta 12 Eylül darbecileri ve bundan sonra darbeye karışacakların sivil mahkemelerde yargılanmasının önünün açılmasını istiyorsak,
Anayasa Mahkemesi, HSYK ve diğer yargı organlarının tıpkı gelişmiş ülkelerdeki gibi çağdaş, geniş katılımlı bir şekle dönüştürülmesini istiyorsak,
HSYK üyelikleri ile Anayasa Mahkemesi'ne seçilecek üyelerin seçiminde seçim adaletini sağlamaya yönelik nisbi temsil sistemi getirilmesini istiyorsak,
HSYK'nın yapısının, hukuk sistemi oturmuş ülkelerdeki standart ve yapıya yükseltilmesini istiyorsak,
Dinimizi serbestçe yaşayabilmek ve dini yaşantılarımız üzerindeki her türlü baskı ve dayatmalara son verilmesini istiyorsak,
Yine bu meyanda, başörtülü kızlarımızın da diğer kızlarımız gibi istedikleri kılık kıyafetle okuyabilmelerinin önündeki engellerin kaldırılmasını istiyorsak,
Her türlü fişlemelerin önüne geçilmesini istiyorsak,
Fişlemelerle subay ve astsubayların ordudan atılmasını istemiyorsak,
Anayasa değişikliği önümüze geldiğinde hiç tereddüt etmeden evet demeliyiz.
Not: Bu yazı aynı zamanda Ordu Hayat Gazetesi'nde de yayınlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder