Referanduma 1 ay kaldı. Genel görünüm %80 lik bir kesimin evet/hayır kararını verdiği, %10 kadar kararsızların %10 kadar oy kullanmayacakların olduğu şeklinde. Kamuoyunda paylaşılan anketlere bakınca bu %80 lik bölümün %45 evet %35 hayır gibi dağıldığı görülüyor. Doğru mu yanlış mı, kararsızların oyları tabloyu değiştirir mi hepsi bir ay sonra kesinlik kazanacak.
80 doğumluyum. Yokluklarla dolu bir Türkiye'nin serbest piyasa ekonomisi ile başladığı değişime şahit oldum. Özal'ın veliahtlarını , Demirel'in yeğenlerini, hepimizin bacısı Tansu Çiller'in örtülü ödeneklerini hatırlıyorum. 94 krizinde çocuktum ama 2001 de üniversitede idim. Bülent Ecevit'in önüne düşen yazarkasa hala gözümün önünde.
Büyüklerim bu ülkenin yaşadıklarını daha iyi bilirler. 2. dünya savaşındaki yokluğu , 60-70-80 darbesini. Benim kuşağım darbelere yabancı. 60-70-80 demek bizim için nostalji albümleri demek. Büyüklerim için ise bambaşka.
1997 yılını hatırlıyorum. Refahyol hükümeti iktidarda. MGK sonrası 28 Şubat kararları açıklanıyor.Asker yine ülkeye "balans ayarı" yapmış. Balans etkisi ile 3 ay içinde istifa etmiş. Demirel Mesut Yılmaz'a hükümet kurma görevini vermiş... Sonrası daha da bildik senaryo. Partiler kapatılmış , krizler yaşanmış. Yine bu ülke çekmiş yine bu halk ezilmiş.
27 Nisan bir diğer dönüm noktası. Genel Kurmay şöyle demişti o gün:
"Son günlerde, Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde öne çıkan sorun, laikliğin tartışılması konusuna odaklanmış durumdadır. Bu durum, Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından endişe ile izlenmektedir. Unutulmamalıdır ki, Türk Silahlı Kuvvetleri bu tartışmalarda taraftır ve laikliğin kesin savunucusudur. Ayrıca, Türk Silahlı Kuvvetleri yapılmakta olan tartışmaların ve olumsuz yöndeki yorumların kesin olarak karşısındadır, gerektiğinde tavrını ve davranışlarını açık ve net bir şekilde ortaya koyacaktır. Bundan kimsenin şüphesinin olmaması gerekir."
"Türk Silahlı Kuvvetleri, bu niteliklerin korunması için kendisine kanunlarla verilmiş olan açık görevleri eksiksiz yerine getirme konusundaki sarsılmaz kararlılığını muhafaza etmektedir ve bu kararlılığa olan bağlılığı ile inancı kesindir.
Kamuoyuna saygı ile duyurulur."
Sonrası yaşananları yine hepiniz hatırlıyorsunuz. Aba altındansopa gösteren TSK ya "kamuoyu" hiç beklemediği bir şekilde karşılık verdi. TSK nın iç siyasetten giderek uzaklaşması giderek hızlandı. TSK artık kanunların kendine verdiği görevler ile ilgilenmekte. Askerlerin yönettiği, yer yer balans ayarı yaptığı devir kapandı. YAŞ kararlarında görüldüğü üzere TSK artık devletin yöneticisi değil devletin hizmetinde.
Ve bugün 12 Eylül Darbe Anayasasının değiştirilmesi vizyonlarımızdaki bir değişimi sembolikte olsa ifade ediyor.Hayatım boyunca değişime inandım. Anayasa paketi ile ilgili daha önce de yazdım. Herşey değişmiyor belki. Herşeyiyle dört dörtlük bir anayasa paketi de değil. Eksikleri çok. Bu eksiklere rağmen anayasa değişikliği kendim, çocuklarım ve gelecek nesiller için özgür ve demokratik bir ülkeye doğru ilk adım demek.Bu yüzden benim oyum: "evet".
M. Burak Su/ Özel Sektör - Yönetici
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder